Herkese merhabalar ;))
Uzun zamandır pek yorum paylaşmadığımın farkındayım aslında. Ama bu hiç okumadım anlamına gelmiyor, aksine çok fazla okuduğum ve yazdığım için fırsat bulamadım demek oluyor. Hasret kitabım raflara çıktı, fuarlar peşi sıra geldi ve yaşanan harika ve tatsız bir çok şey...
"Bazen umutlanmak, bazense unutmak için okur insan..." (E.Y.)
Ben bu zaman zarfında her ikisini de yaptım. Ama hiç yorum yapmaya fırsat bulamadım. Affınıza sığınarak yeniden başlıyorum.
Son okuduğum eser sevgili yazar dostum Alev Eleyan'ın "Kurt Ruleti" kitabı... Bakalım kitabımız bende nasıl hisler bırakmış ;)))
Öncelikle tanıtım bültenimize bakıyoruz efenim;
Sıra dışı bir kadın, aşkı unutmuş bir adam, duygusal çalkantılar içerisinde çılgın bir İtalyan.
Eylül, nam-ı diğer dişi kurt. Hayatı mücadelelerle dolu, olağanüstü zeki, güzel, güçlü ve sıra dışı bir kadın. Hayatında hiçbir zayıflığa yer yok sanıyordu. Aşk dışında. İlk aşk, tek aşk ve mutlak aşk. Yıllar sonra ilk aşkıyla karşılaştığı zaman, her şeyin karşısında güçlü durabildiği gibi onun da karşısında güçlü durabilecek miydi? Bir kumara benzettiği bu duygusal çatışmada kazanan mı olacak, kaybeden mi? Ve onunla yeniden karşılaştığında duygularına hükmü ne kadar geçebilecekti?
Boran aşktan da, insanlara olan inancından da çoktan vazgeçmiş, buz kütlesi bir adam. Dişi kurdun vazgeçemediği saplantısı, kardeşinin baş belası. Hayatından memnundu, Eylül'ü tanıyıncaya kadar. Bir anda kendini boğazına kadar aşkın içine batmış bulacaktı. Bu kural dışı kadını baştan çıkarmayı becerebilecek miydi?
Ve… Eylül'ün diğer yarısı, baş ağrısı, dünyada her şeyden çok değer verdiği ikinci adam. Giorgio Da Montagna. Sevimli, çılgın, yakışıklı bir İtalyan mafyası! Boran ve Eylül karşılıklı kurt ruleti oynarken, kendisinin tek başına oynadığı kumarda kazancı ne olacaktı?
(Tanıtım Bülteninden)
***
Hikayemiz aykırı düşünceli bir ailenin basit olmak isteyen kızının düşünceleriyle başlıyor. Barbi bebekli bir saati bile banallik olarak gören ebeveynleri olan Eylül, ilk defa pikniğe gitmek istiyor ve ailesi onu şaşırtırak kabul ediyor. Sonrası ise kitabımıza kalsın. ;))
Alev Eleyan'ı epey zamandır tanımama rağmen hikayesini bu kadar geç okumuş olmam gerçekten beni utandırdı. Neden mi? Beraber bir çok işe imza atabileceğimizi fark ettim. Eylül ve Timur... dersem sanırım anlayacaksın canım arkadaşım. Timur ve Yusuf'un arkadaş olmasını isteyecek kadar yüzsüz bir arkadaşın var karşında :D
Eylül Türk ve Dünya çapında yüksek IQ'su ile epey meşhur olan genç bir kız. Küçük yaşlardan itibaren el altından devlet tarafından eğitiliyor ve burada en büyük yardımcısı Timur. Timur kim mi?
Bizim su katılmamış vahşi ve eğitilmemiş manda yavrumuzun biricik arkadaşı!
Boran Rüzgâroğlu...
Ortaya çıktığı ilk bölümlerden itibaren beni delirten, elime şamdan alıp ensesinin köküne köküne indirmem için habire kışkırtan şahsiyet! Bir adam bu kadar angut olamaz Allah'ım!
Eylül ile geçmişleri çok eski lakin kızı bile tanımıyor! Hay ben senin got kafana! diye feryatlar ettim okurken.
Ve Merve... Boran'ın kız kardeşi. El bebek gül bebek büyüdüğüne bakmayın, Boran sayesinde hayatı resmen hapishanede geçiyor. Bir gece eğlenmek istemesi dahi şımarıklık olarak addedilen bir kızı düşünün. Eylül aynı durumda olsam karşımdakini siyanürle zehirlerim demekte kesinlikle haklı! 3:)
Eylül ve Boran resmen kedi ve köpek gibiler. Hani şimdinin değil, bizim çocukluğumuzun kedi ve köpekleri gibi! Birbirlerine hırlamaları, diş bilemeleri, laf sokmaları! O laf o kadar derine nasıl girer arkadaşım? derken Alev'in keskin zekâsına bir kere daha hayran olmamak işten bile değildi. Ah kedi ve köpek mi dedim a dostlar? Bildiğiniz kurtlar kurt! Kitabın adı cuk oturmuş anlayacağınız ;))
Kesinlikle üzerinde çok düşünülen ve kurgulanan bir kitap Kurt Ruleti. Bunu okurken bir kere daha anladım ve göğsüm kabardı. Bizler de böyle güzel ve eğlenceli eserlere imza atabiliyormuşuz be arkadaşım!
Gelelim Gio'ya... Kısaltılmış ismiyle yazayım keza ben de Boran gibi abidik gubidik bir isim yazabilirim şuracığa :D Spagetti, İtalyan makarnası ve niceleri! Doğru adını kullanmakta o kadar inat ediyor ki Boran, Eylül bildiğiniz deliriyor!
Sebebi ne peki? Ahhh! Tabi ki kıskançlık 3:)
Neden kıskançlık olduğunu okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız. Ama Gio adamın kareköküsün!!! dediğiniz sahneler de gelecek ;) Çöpçatan Gio iş başında :D
Ahh ben ne yaptım böyle? Bildiğiniz Boran yani nam-ı diğer "Ankara Makarnası" gibi dağıldım dostlar :D Yorum yapmakta tıkandığım ender kitaplardandı Kurt Ruleti. Türk bir yazarın kaleme aldığı kesinlikle anlaşılmıyordu. Öyle ki isimler yabancı olsa olay tamamdı. Dili sade ve pürüzsüzdü. Yabancı kelimeler yok denecek kadar azdı. Redakte konusunda ise gözüme batan 3. ağızdan anlatımla diyalogların iç içe oluşuydu. Okurun gözlerini rahatsız eden ve takibi zorlaştıran bu durumun altında umarım ki sayfa sayısı az olsun mantığı yoktur. Yoksa gerçekten yazık olur.
Harf ve tırnak hatası ise bir elin parmaklarını geçmezdi. Çok fazla editör müdahalesine maruz kalan bir kitap olduğunu hissetmedim. Sanki yazarımız edisyonu yapıp editöre teslim etmişti. Yaklaşık 1 günde bitmesin diye sindire sindire okudum diyebilirim. Abartılı hiçbir sahne yoktu tam aksine "Ah Alevim buraları biraz daha detaylı işleseydin de doya doya okusaydım!" dedim.
Evet itiraf ediyorum. Güzel kitaplar erken bittiğinde ben yazarıyla bildiğiniz kavga ediyorum :D Ama ne yapayım? Gerçi kim etmiyordur ki ;))
Şu an yorumuma geri dönüp baktım da bildiğiniz çorba etmişim. :D 288 sayfalık kitap ama bende etkisi devam ediyor. Alev Eleyan'ı ilk kitabı olmasına rağmen böyle kusursuz bir yapıta imza attığı için tebrik ediyorum. Sevgili yazarcım Merve ve Gio'nun hikayesini dört gözle bekliyorum inşallah.
İlhamın bol olsun. Sen yaz, yaz da biz de adam gibi bir şeyler okuyalım. Kalemine sağlık meleğim ;)
Satın almak için Tıklayabilirsiniz ;)
hemen okumalıyım süper bi yorum olmus :*
YanıtlaSil